36. Bölüm Arfo kaydını yaptırdı ve kartını eline aldı. Karta dikkatlice baktı ve "Profesörle görüşeyim" dedi. Görüntülüye geçince Profesör, "Göndermek istediğin Pokémon var mı?" diye sordu Arfo'ya. Arfo biraz düşündü ve "Ah! İki tanesini çiftliğe göndermek istiyorum Profesör, yeterince iyi değiller. Portakal Ligi'ne kadar daha iyilerini bulurum." dedi. Profesör hangisi olduklarını sordu. Arfo "Simon (Haunter) ve Purple (Muk). Aslında Purple'ın tek sorunu...", Profesör lafını kesti ve "Kokuyor olması mı?" diye sordu. Arfo başıyla onayladı ve "Ne yazık ki." dedi. Profesör, "Sharren'a da sor, göndermek istediği Pokémon varsa oradaki asistanıma versin." dedi. Arfo başıyla onayladı ve Sharren'ın yanına gitti. Sharren'ın yanına Arfo gelince Arfo ona sordu: "Sharren, profesöre göndereceğin Pokémon var mı?" diye. Sharren ise: "Hayır, yok. Sen gönderiyor musun?" dedi. Arfo ise başını salladı ve: "Muk ve Haunter." dedi. Sharren Arfo'ya: "Arfo, yarından itibaren açılacakmış Orange Island GYM'leri. Yani bugün burada kalalım. Yarın da yola çıkarız." dedi. Arfo: "Tamam." diyerek başını salladı ve profesöre koştu, ardından da: "Yokmuş profesör. Pokémonlarıma iyi bakın!" dedi ve Pokémonlarını gönderdikten sonra telefonu kapatttı Arfo "Takımımda 3 Pokémon'um var..." dedi içinden. Ardından Alex geldi ve "Hadi, pikniğe gidiyoruz" dedi. Arfo Krise ve Sharren'ı da çağırdı. Alex 10 dakikalık bir yere götürdü. Yemyeşil alan! Boş banklar vardı. Oraya oturdular. Ardından çantadaki malzemelerle piknik yaptılar. Ancak Sharren ve Alex birbirinden çok soğuktu. Arfo "Alex, Pokémon'larını göstermek istemez misin?" dedi. Alex bir Tangela, bir Shellder, bir Growlithe, bir Pidgey, bir Magnemite ve bir Koffing. Arfo güldü ve "Bunlarla nasıl lige geldin?" diye sordu. Alex, "Zaten elendim" dedi. Ardından Sharren "Neden Pokémon'larımızı çıkarmıyoruz? Onlar da gezsinler." dedi ve tüm Pokémon'larını çıkardı. Arfo da öyle yaptı. Zaten Pokéball'daki tek Pokémon'u Omastar'dı... Alex bir yandan bütün Pokémonları severek Arfo ile konuşmakur, bir yandan da yemeklerini yiyordu. Arfo o sırada: "Neden bir şeyler yapmıyoruz, hep böyle oturacak mıyız?" dedi. "Haklısın." diye cevap verdi Krise ve Alex. "Kalkıp top falan mı oynasak?" dedi Arfo ve kalktı. Etrafına bakındı ve top bulamadı. Alex ise: "Bende top var. Boşuna arama." dedi gülerek. Arfo: "Harika! Senin gelmen mükemmel oldu. Geldiğin günden beri çok eğleniyoruz." dedi gülerek ve topu aldı. Alex: "Eee? Ne oynuyoruz?" dedi. Arfo da: "Bilmem, sen bilirsin, top senin." dedi. O sırada Arfo Sharren'a döndü ve "Hadi, sen de oynasana" dedi. Sharren 'Ben almiyim' anlamında başını salladı. Krise'e dönerek "Sen gel" dedi. Krise "Neden olmasın" dedi ve oyuna katıldı. Sharren 'Şu çocuktan nefret ediyorum' dedi içinden ve o da oyuna katıldı. Alex "Ee, oyun bilen var mı?" diye sordu. Aralarında biraz adüşündükten sonra kimse bir oyun bulamadı. Sharren "Benim bildiğim bir oyun var" dedi ve topu Alex'den aldı. Sonra da uçurumdan aşağıya doğru ayağıyla vurdu topa. Sert sert Alex'e baktı ve "Özür, istemeden oldu" der. Alex bilerek yaptığını anladı ama cevap vermedi. Arfo ortamı yumuşatmak için "Hadi Pokémon'larla ilgilenelim" dedi. Sharren'ı daha önce hiç öyle görmemişti. Krise ise Sharren'ı böyle çok karizmatik buldu. Sharren: "Çok güzel bir oyundu. Bir daha oynamak isterim." dedi ve Ninetales'inin yanına gitti. Dragonite'ı, Scyther'ı, Pikachu'su... Hepsi dışarıdaydı. "İyi ki sizi yakalamışım." dedi Sharren hepsini okşayarak. Ninetales hemen Sharren'ın yanına sokuldu ve kafasını Sharren' a sürttü. Sharren onu sevdi ve: "Seni de iyi ki takas etmişim." dedi Ninetales'a. Dragonite ise, havada uçuyordu. Daireler çizerek... Sanki, bir Pokémon balosu gibi. Ruru ise Ninetales'in başına atladı, birlikte oynamaya başladılar. Sharren onlara bakarak vakit geçirdi, onlara bakmak bile keyif veriyordu. Akşamüzeri olunca Arfo "Çok eğlendik ama çok yoruldum, artık gidelim." dedi. Sharren "İyi fikir" dedi ve çantasını toplamaya başladı. Krise hemen Sharren'ın yanına gitti ve o da çantasını hazırlamaya başladı. Arfo en önden yürümeye başladı. Yirmi, yirmi beş adım arkasında Sharren vardı. Sharren'ın üç, beş adım arkasında Krise. Krise'in on, on beş adım arkasında da Alex. Jacob, Ruru ve Tangela en arkadan koşarak gittiler. Diğer Pokémon'lar Pokéball'a girdi. Ardından kalacakları Pokémon Merkezi'ne vardılar. Üst üste iki yatak, toplam 4 yatak vardı. Sharren aşağı kata uzandı. Alex Sharren'ın üzerine yerleşti. Sharren kalktı ve diğer yatağın alt katına yattı. Sonra da Arfo ile sohbet etmeye başladı. Krise de dışarıda kızlarla konuştu... Alex uyumaya başlar, gördüğü bir yığın güzel rüyalardan sonra sabah uyanır. Gerinerek: "Günaydın herkese!" dedi. Arfo ile Krise de: "Günaydın" diye karşılık verdi. Sharren cevap vermiyor, yatakta Ruru ile oynuyordu. "Kahvaltıya gidelim." dedi Alex ve yataktan indi. Kahvaltı salonuna doğru ilerlemeye başlayınca Sharren da kalktı, Arfo: "Gidelim bari." dedi. Sharren: "Siz gidin, arkadan ben gelirim." dedi. Krise ile Arfo gitti. Sharren da bir müddet Pikachu ile zaman geçirdikten sonra gitti. Alex'in konuşmasını duydu, "Bu Sharren kimse hava atmaya çalışıyor? Bence o olmasa, biz 3'ümüz mükemmel olurduk, her şeyi birlikte yapardık!" der gülerek. Sharren ise bunları duyunca, sadece yumruğunu sıktı... Kahvaltıda Arfo ve Alex karşı karşıya oturdu. Arfo'nun yanında da Krise. Sharren surat asarak geldi ve elindekileri masaya çarparak yer kalmadığı için Alex'in yanına oturdu. Arfo Sharren'ın dünden beri bu değişimini hiç sevmedi. Ruru ve Jacob da öyle... Kahvaltıdan sonra herkes kalkar ve Alex "Ben lavaboya gidiyorum" dedi. Arfo Sharren'a "Senin neyin var?" diye sordu. Sharren "O çocuğun bizimle gelmesinden hiç hoşnut olmuyorum. Ya o gidecek, ya da yakın zamanda ben!" diye sertçe karşılık verdi. Arfo "Yapma, arkadaş olabilirsin" dedi. Sharren "Asla!" dedi ve sırtını dönüp gitti. Krise'e de, Arfo'ya da, Alex'e de çok sinirlidir... Sharren ilerlerken sinirle düşünüyordur. "Vay be, iki dakikada 1 sezon geçirdiği arkadaşlarını satarlar işte. Hem de yeni gelen bir... Neyse, ağzımı bozmak istemiyorum." gibi... Alex'in adı ağzına geldiğinde, hatta aklına Alex geldiğinde bile sinirden deliye dönüyordur. "Ne buluyorlar ki onda. Aptalın teki." dedi sinirle. Ruru da üzgündü. Sharren Pokécenter'dan çıkar ve: "Eee Ruru? Ne dersin, geri dönelim mi Pallet'e? Onlar ne haltları varsa yesinler." dedi. Ruru hayır der gibi başına salladı, zaten dönecek bir Pokémonları da yoktu... Krise Sharren'ın yanına gitti. "Eğer istemiyorsan Alex'i bırakırız." dedi. Sharren "Arfo bey halinden memnun" dedi tersleyerek. Krise, "O zaman ikimiz gidelim aşlım" dedi. Sharren önce tersleyerek baktı, sonra da "Sen de pek rahatsız sayılmazsın." der. Krise gerilir ve "Ne demek istiyorsun sen?" diye sorar. Sharren "Hiç, gözlemlerimi sunuyorum" diye yanıtlar. Krise, "Gözlemlerini iyi kontrol et!" der kibirle. Sonra da o da gider. Sharren sinirlenip yerdeki kovaya tekme atar ve "Kahretsin!" der. Sharren bugün yola çıkacaklarını hatırladı ve Arfoların yanına dönüp Arfo'ya sinirle: "Bugün o lanet olası adaya gidecek miyiz, yoksa bütün günümüzü sizin aptal konuşmalarınızla mı geçireceğiz?" dedi. Arfo ise: "Sakin ol, Alex ile bir şey konuşuyoruz." dedi. Alex anlatmaya devam etti: "İşte, o rozeti öyle almıştık. Lige giderken de birden karşımıza Gengar çıkmaz mı! Korkak partnerim bir kaçmaya başladı... Ben ise onu tek vuruşla yendim!" dedi. Arfo: "İyi yapmışsın, nasıl becerdin?" dedi. Alex ise: "Eee, Pokémonlarımın yardımıyla tabii!" dedi ve kahvaltısından son lokmasını aldı, ardından da: "Hadi gidelim." dedi ve kalktı sofradan. Birlikte kalktılar, Arfo biraz etrafa bakındı. Sharren "Neden bekliyoruz? Yürüsene!" diye bağırdı. Arfo "Krise'i göremiyorum." dedi. Sharren "Ahh, arayalım!" dedi. Alex birini işaret etti ve "O Krise değil mi?" dedi. Sharren cevap vermeden Krise'in yanına gitti. Ardından yola çıktılar. Yolda ilerlerken Tangela, Ruru ve Jacob arkadan oynayarak gittiler. Önde Alex ve Arfo, Arfo'nun yanında Sharren, Sharren'ın yanında da Krise. Portakal Ligi yolculuğu başladı...