41. Bölüm Sharren uyanınca: "N'oldu?" diye sordu. Krise ise: "Hadi kalk, kahvaltıya inelim. Diğerleri daha uyanmadı, onlar da uyanınca iner zaten." dedi. "Peki." dedi Sharren ve aşağı indiler. Kahvaltılarını aldıktan sonra Krise ona: "Sharren, ben ayrılsam mı diye düşünüyorum..." dedi. Sharren ise: "Ne ayrılması?" diye sordu. Krise de: "Ya yapacak bir şeyim yok, Angelina geldi zaten... Amacım da yok yani." dedi. Sharren ona: "Sen bilirsin ama Angelina'nın senin yerini tutacağını sanmıyorum, gitme bence." dedi. Krise bir şey diyemedi... Arfo sabah erkenden uyandı. Sonra da Alex'i uyandırdı. Sharren ve Krise de yoktu. Alex "Diğerleri nerede" dedi. Arfo "Kahvaltıya gitmişlerdir herhâlde" dedi.Alex kalktı, ardından Tangela'yı kaldırdı. Sonra da birlikte kahvaltıya indiler. Tam o sırada Sharren ve Krise de kalkıyordu. Arfo "A, kaktınız mı" dedi. Sharren "E doyduk, sizi parkta bekliyoruz" dedi ve gitti. Sonra da dışarı çıktılar. Alex "Öküz gibi açım" dedi. Arfo da gülerek "Her zamanki hâlin" dedi.   Alex hemen yemekleri yemeye başladı, her zamanki gibi Pokémonları da çıkarmışlardı. Pokémonlar da aynı şekilde yemekleri yiyorlardı. Bir ara mola verdikten sonra Alex ona sordu: "2.salonun türü nasılmış?" diye. Arfo ise: "Bilmiyorum, görürüz ama umarım yine 1.salondaki gibi su değildir. Lapras olmasa yenilecektim, rozeti de alamayacaktım." dedi. Alex ise: "Bence de, örneğin Koffing'imi kullanacağım bir salon olsun!" dedi. Arfo da güldü. Sharren ile Krise bir süre sohbet ettiler. Sonra Jacob ve Tangela geldi. Ruru ile kenarda oyun oynamaya başladılar. Arkalarından Arfo ve Alex de geldi. Biraz sohbet ettiler. Angeline biraz ileriden seslendi; "Sharren! Orda mısınız!", Sharren "Evet, gel" diye yanıtladı. Krise, "Ben gidiyorum" dedi. Sharren "Bir şey mi oldu?" dedi. Krise "Üff, bir şey yok" dedi ve tavırlı bir şekilde gitti. Angela gelince biraz daha sohbet ettiler. Ardından Arfo "Sohbet de bir yere kadar, yola devam. Ben Krise'i çağırmaya gidiyorum" dedi. Diğerleri de onayladı. Sharren Arfo'nun gelmediğini görünce merak etti ama bir şey demedi. Bu sırada Arfo da Krise'in yanına gitti. Arfo onu çağırdı. Krise de gelmeyince Arfo ona: "Ne oluyor?" diye sordu. Krise ise: "Bunları Sharren'a söyleme ama..." dedi. Arfo: "Tamam." deyince Krise de: "O Angelina, Sharren ile benden daha çok ilgileniyor. Yani, kıskanıyorum, belki Sharren beni aldatıyordur diye düşünüyorum." dedi. Arfo ise güldü ve: "Saçmalama, Sharren böyle bir şey yapmaz." dedi. Krise yine bir şey diyemedi... Krise bahçeye geldi ve Lapras'ı gönderdi. Herkes Lapras'ın sırtına bindi. Yola ilerlemeye başladılar. Angela yolda ilerlerken Kanto maceralarını anlatıyordu. Alex "Benim anılarım daha ilgi çekiciydi oysa ki." dedi. Arfo "Neden olmasın" dedi. Sohbet ederek ilerlerken Lapras birden yavaşladı iyice. Krise, "İyi misin" dedi, başını okşadı. Lapras kafasını zor kaldırıyordu. En sonunda durdu. Bir kaç yüz metre ileride bir ada vardı. Sharren başını okşadı ve "Oraya kadar dayan" dedi. Lapras kendini zorladı, biraz ilerledi. En sonunda adanın yanına kadar geldi. Krise onu Pokéball'a aldı ve Pokécenter'a koştular. Sharren: "Hemşire, Lapras kötü durumda, denizde giderken birden yavaşlamaya başladı!" dedi. Hemşire onu içeri aldı ve bir süre inceledi, hemşire de: "Bu sıralar Zubatların yaydığı Süpersonik ışını Pokémonları rahatsız ediyor, Lapras da buna maruz kalmış olmalı. 1 haftaya geçer, 1 hafta da hastahanemizde kalırsınız." dedi. Diğerleri de tamam dedi. Arfo ise: "Off! Ne yapacağız burada bir hafta?" diye yakındı. Arfo, Alex ile dışarı çıktı. Bir banka oturdular. Ardından sohbet etmeye başladılar. Birden Alex'in tüm Pokéball'ları yere düştü. İçindeki tüm Pokémon'lar dışarı çıktı. Alex "Ne oluyor?" dedi, Pokémon'lar sert bir şekilde Alex'e baktılar. Tangela da öyle. Ardından koşarak bir yere ilerlemeye başladılar. Alex ve Arfo peşinden koştular. O sırada Danny ve Jacob da aynı şekilde yaptı, Pokéball'daki Horsea da dışarı çıktı ve insanlara saldırarak bir yere gitmeye başladılar.. O da ne? Bütün Pokémon'lar bunu yapıyor! Lapras hariç... Çünkü o çok yorgun... Sharren ve Krise Lapras'a bakarken Horsea etrafa Su Tabancası yapıp duruyordu. İnsanlar kaçışıyordu, sırf onlar değil bütün Pokémonlar böyleydi. 10 dakika kadar sürdükten sonra bitti, hepsi sakinleştiler ve sahiplerinin yanına gittiler. Alex: "Kesin o Zubatlar yüzünden oldu!" dedi. Arfo ise: "İyi de... Kaçarken şehirden uzaklaştık, kaybolduk!" dedi. Alex: "Evet... Burayı bilmiyoruz da, nasıl döneceğiz?" dedi korkarak. Arfo: "Bilmiyorum." dedi ve başını salladı. Etrafı bulmaya çalıştılar, ama daha da çok kayboldular... Oddish ve Slowpoke koşakar Krise'e sarıldılar. Krise, "Ne oldu size?" dedi şaşkınlıkla. Sharren geldi, "İyisin di mi?" diye sordu. Krise, "Evet, ama ne oldu anlamadım." dedi. Sharren şaşkınlıkla "Ben de, belki hemşire biliyordur. Gidip soralım." dedi. Ancak hemşirenin işi başından aşkındı. Bir sürü Pokémon'u geri topluyordu. Ve yerlerine yatırıp dinlenmelerini sağlıyordu. Krise, "Neyse, daha sonra öğreniriz. Hadi dışarı çıkalım." dedi. Sonra da dışarı çıktılar. Sharren "Arfo ve Alex'i arayalım" dedi. Ardından etrafta onu aramaya başladılar. Sharren Krise ile ilerlemeye devam ettiler, ama Arfo ile Alex'i bir türlü bulamadılar. "Bulamayacağız galiba." dedi Sharren. Krise: "Aman, boş ver. dedi, ardından ekledi: "Hadi aramaya devam edelim." dedi. İlerleyince Arfo'nun sesini duydu. Sharren bağırdı: "Sesime gel!" diye. Arfo ona doğru geldi, en sonunda Alex ile Arfo kayboldukları ormandan çıktılar. Arfo ile Alex derin bir: "Ohh!" çektikten sonra Alex: "Sonunda kurtulduk!" dedi. Arfo "Şu Zubat'lara bakalım" dedi. Birlikte mağaraya gittiler. Mağaranın girişinde tıpkı Lapras gibi Tangela, Ruru, Danny ve Jacob da bayıldı. Krise, "Siz gidin, ben bunlara göz kulak olurum" dedi. İçeri girdiler. Bir sürü dolusu Zubat! Hepsi dörderli, beşerli grup şeklinde... Arfo "Biriniz benim olacaksınız!" dedi sert bir kahkaha atarak. Sonra da Horsea'yi gönderdi. Ancak gönderir göndermez bayılıverdi! Arfo hemen geri çağırdı. Ancak Zubat'lar sinirlendi ve mağaranın girişini kapattılar. Alex; Sharren ve Arfo'yu kolundan asıldı ve mağaranın karanlığına doğru koşmaya başladılar... Ama girişte bir adet Zubat belirdi. Bir anda Zubatlar Süpersonik yapmayı kesti, böylece Arfo bu sefer Horsea'yı gönderdi. Zubat bir ses çıkardı, diğer Zubatlar uçuşarak gittiler. Horsea bir Su Tabancası yaptı, Zubat azcık bir hasar verdi ve Süpersonik yaptı, ama Horsea ıskaladı ve bir Su Tabancası daha yaparak Zubat'ı düşürdü. "Benim olacaksın!" dedi Arfo ve gülerek Pokéball'ı attı. Pokéball düştü, sallandı ve durdu. Arfo Zubat'ı yakalamıştı! Gülerek onu cebine koydu ve dışarı çıktılar. Krise de diğerleriyle ilgileniyordu. Hepsi uyanmıştı. "Zubat'ım var bu sefer de!" dedi Arfo gülerek. Krise Sharren'ı bir kenara çağırdı ve bir şeyler anlatmaya başladı; "Ben ailemin yanına dönmeye karar verdim. Sen de Portakal Ligleri'nden sonra gelirsin, birlikte bir yol çizeriz." dedi. Sharren "Ne oldu?" dedi merak ederek. Krise, "Sadece boş boş gezmek sıkıyor canımı." dedi. Sharren "Peki, sen bilirsin. Liglerden sonra geleceğim ama." dedi. Krise, "Bekliyor olacağım" dedi ve Sharren'ı öptü. Sharren "Diğerlerine veda etmeyecek misin?" dedi. Krise "Gerek yok, bir yığın soruyla uğraşmak istemiyorum." dedi. Ardından gitti. Sharren Arfo ve Alex'in yanına geldi. Arfo "Ne oldu" dedi. Sharren "Krise, aramızdan ayrıldı." dedi. Alex buna çok şaşırdı. Arfo'nun ise beklediği şeydi. Sharren: "Bir dakika! Krise'i öyle bırakmayayım, bir şey olur falan... Onu geçirmeye gidiyorum, bir şekilde buluşuruz. Yürü Ruru!" dedi, ve ilerledi. Arfo ise: "Herkese bir hâller oluyor..." dedi. Alex: "Evet." bari biz de ilerleyelim." dedi. "Tamam." dedi Arfo, Sharren'ın zaten arkadan geleceğini düşünüyordu. Ama Lapras yoktu... Gitmeleri için tek seçenek, bottu. Bir adam gördüler, bir botun önünde. "Bizi 2.salonun olduğu adaya bırakabilir misin?" diye sordu Arfo. "Niye olmasın? Zaten oraya gidiyorum." diye cevapladı adam. Arfo ile Alex ise sevinerek bindiler bota.