37. Bölüm Sharren denize geldiklerini gördü. "Lapras'la karşıya gitmemiz lazım. Sana verdiğim şu Lapras'ı ver de karşıya geçelim." dedi. Krise başını salladı ve Lapras'ını gönderdi, Lapras'a bindikten kısa bir süre sonra da Valencia adasına adımlarını attılar. "Ohh! İlk salonun olduğu şehre geldik sonunda!" dedi Arfo. Alex de onayladı. "Gidin de o saçma rozetinizi alın dedi Sharren." Arfo ve Alex salona doğru ilerlediler konuşarak. İlk salon, Pokémonların suda yarışacağı bir salondu. Yani Portakal Adası'nda, savaştan çok bir yarış söz konusuydu. Kapıdaki kadın onlara: "Rozet için mi geldiniz?" diye sordu. Arfo ve Alex de: "Evet!" dedi. Kadın, "Lider Cissy bu sabah bir Pokémon'unun yaralanması üzerine şehir dışına çıktı. Bana bıraktığı nota göre yarın sabah erken saatte gelecekmiş." dedi. Arfo "Peki bize bir konuda yardımcı olabilir misiniz?" diye sordu. Kadın "Dinliyorum" dedi. Arfo, "Profesör ile konuştum.. Bana burası hakkında bir şeyler söyledi. Örneğin düello sistemi gibi..." dedi. Kadın güldü ve "Bu adada hiçbir zaman sıradan savaş yapılmaz, liglerdeki gibi. Her antrenör kendi istediği sistemi kullanır. Çünkü Portakal Adası Rozetleri resmi değil, özeldir. Ligler resmidir. Cissy'ye gelince, o bir kaç tur savaşıyor ancak basit şeyler. Kanto Ligi'ne kadar varabilen birisi burada hiç zorlanmaz." der. Arfo ve Alex teşekkür ettikten sonra Sharren'ın yanına gittiler. Saat öğlen sıraları... Alex Arfo'ya, "Ne yapacağız bütün gün?" diye sordu. Arfo ise: "Bilmiyorum, dünkü gibi iyi zaman geçirelim de." dedi gülerek. Krise de: "Evet dedi. " Alex ise: "Size ligde yaşadığım ilginç olayları anlatayım mı?" diye sordu. Krise ile Arfo: "Neden olmasın?" diye sordu. Alex, yine Sharren'a göre sıkıcı olan hikayelerine başladı. Sharren'a göre de, bunların hepsi palavraydı. Alex anılarını anlattıktan sonra: "İşte böyle, gariplikler çok oluyor bana." dedi. Arfo gülerek: "Keşke bizim başımıza da böyle şeyler gelse, ama bizde her şey çok klasik gidiyor." dedi. Alex: "Ben varım artık, olmaz." dedi. Sharren bir kaç metre ileri gitti. Krise kalktı ve Sharren'ın yanına geldi. "Bana bir özür borcun var" dedi. Sharren "Özür" dedi. Krise, "Senin karşında Alex yok" dedi. Sharren "Özür dilerim" dedi ama Krise'in yüzüne bile bakmadı. Krise "Bu da bir şey" dedi. Ardından Sharren'ın yanına oturdu. Sharren bağdaş kuruyordu, o da kurdu. Ardından kafasını Sharren'ın omzuna dayadı. Hiçbiri bir şey demedi. Sharren elini Krise'in omzuna attı ve deniz manzarasını izlediler. Krise, "Bu hiç bitmesin" dedi. Sharren Krise'e bakarak: "Bak, bana da anlayış göster, o Alex sürekli sana yakınlık kurmaya çalışıyor, yani ben, şey... Kıskançlık duygusu, en iyisi bu." dedi. Krise ise: "Anlıyorum, ama suç bende değil, yani ona ilgi duymuyorum." dedi. "Tamam." diyerek cevap verdi Sharren, ardından da: "Neyse ya, yalnız kalmasınlar. Arfo ile Alex'in yanına git." dedi. Krise başını salladı ve "Tamam, görüşürüz." dedi. Diğerlerinin yanına gidince Alex: "Hadi, seni bekliyorduk oyun için." der gülerek ve oyuna başlarlar. Sharren ise, sadece oturur. Birlikte oynarlarken Arfo yoruldu. Sharren'ın yanına gitti. Sharren'a döndü ve "Neden bu kadar sessizsin?" diye sordu. Sharren "Hiç" dedi kısaca. Arfo, "Kaç gündür hiç konuştuğunu görmedim Ruru hariç. Eğer sorun Alex ise onu yanımızdan ayırabilirim. Seni böyle görmek çok kötü." dedi. Sharren "Bu ona yapılan yanlış olur." dedi. Arfo "Nerede eski Sharren?" dedi. Sharren "Eski Sharren?" dedi şaşırarak. Arfo yanıtladı, "Eğer eski Sharren olsaydı sessizce kenara çekilmezdi, kendini gösterip Alex'i ezerdi!" dedi. Sonra da "Neyse, seni yalnız bırakayım" dedi ve gitti. Bu sözler Sharren'a cesaret verdi. Alex yorulunca: "Bir dakika bekleyin, yoruldum. Sonra oynarız." dedi ve yere çömeldi. Diğerleri de... Sharren ise kendi kendine: "Arfo mutlu, huzurlarını bozmayayım." dedi. Alex yine bir şeyler anlatıyordu ama Sharren duyamıyordu. Arfo güldükten sonra: "Komik birisin, az bir zaman olmasına rağmen, sana alıştım." dedi. Alex teşekkür etti ve: "Ben de size." dedi. Hava kararmak üzereydi. Yine hep birlikte toparlandıktan sonra Pokécenter'a ilerlediler. Arfo ve Alex heyecanlıydı, yarın rozetletini alacaklardı... Akşam oldu. Alex "Ben acıktım" dedi. Sharren "Git ye" dedi. Alex "Benimle gelmek isteyen var mı" diye sordu. Arfo "Hadi, gidelim. Krise, Sharren?" diye sordu. Sharren 'hayır' anlamında başını salladı. Krise "Ben gelmeyeceğim" dedi. Ardından birlikte yemeğe gittiler. Jacob ve Tangela büyük bir iştahla yemeklerini yerken Arfo ve Alex bir yandan sohbet edip bir yandan yemeklerini yediler. Ardından masadan kalktılar ve odaya doğru gitmeye başladılar. Gittiklerinde Sharren ve Krise yoktu. Sharren Krise'e: "O Alex olmayınca her şey daha güzel." dedi. Krise: "O kadar abartma ya." dedi. Sharren ise: "O zeplinden sonraki olaydan sonra, asla onunla arkadaşlık kurmam." diye cevap verdi. Tam Krise: "O provaydı..." diyecekken Sharren omzunu silkti. O sırada Alex ile Arfo da Sharren ve Krise'i arıyordu. Alex oturdu ve: "Aman, boş ver. Gelirler sonuçta." dedi. Arfo: "Tamam." dedi ve oturdu. Pokémonlarıyla ilgilenerek bir süre vakit geçirdiler, ardından hâlâ onların gelmediklerini görünce de uyumaya karar verdiler. Krise "Hadi, yatmaya gidelim." dedi. Sharren "Peki" dedi. Ayağa kalktılar. Ruru da hemen Sharren'ın omzuna zıpladı. Ardından Pokécenter'a gittiler. Işıkların söndüğünü gördüler. Kapı da kapalıydı. Sharren "Dışarıda kaldık" dedi. Krise de "Gel" dedi ve onu deniz kıyısına götürdü. Bir ağacın dibine oturdular. Krise başını Sharren'ın göğsüne koydu. Orada uyudular. Sabah uyandıklarında çantalarındaki tüm yiyecekler çevredeki vahşi Pokémon'lar tarafından çalındığını gördüler. Krise güldü. Sonra da Sharren'ı kaldırdı ve kahvaltı için Pokécenter'a döndüler. Orada da Alex ve Arfo'yu gördüler. Arfo onlara doğru giderek: "Nerede kaldınız? Gece sizi merak ettik." dedi. Sharren ise: "Hiiç. Dışarıda kaldık." dedi. Alex: "Çok da umrumda, hadi Arfo, salona gidelim biz." dedi. Arfo ise: "Dur, acelen yok. Oturalım biraz. Az sonra gideriz." dedi gülümseyerek. Kahvaltıya oturdular, yemekleri gelince yemeye başladılar. Sharren Alex'i yadırgıyordu ama Krise'in hatrına bir şey söyleyemiyordu. Yemekleri bitince Arfo, "Şimdi salona gidelim de şu rozeti alalım." dedi. "Tamam." dedi Alex ve kalktılar, arkasından da Sharren ile Krise de gittiler, en sonunda salona yetiştiler. Birlikte salona gittiler. Kadın onları kapıda gördü ve dışarı çıktı, "Üzgünüm, Cissy ne yazık ki bugün de gelemiyormuş" dedi. Alex "Nedenmiş o!" dedi sinirli bir şekilde. Kadın mahçup bir halde, "Ne yazık ki.. Pokémon'uyla ilgili bir çok işi çıkmış. Yarına yetişmeye çalışacakmış, ama kesin değil." dedi. Alex yerdeki şişeye tekme attı ve "Üff, o hâlde gidelim buradan!" dedi. Birlikte piknik alanına gidip bütün Pokémon'larını çıkardılar. Ardından Alex, "En az iki günde bir Pokémon'ları Pokéball'dan dışarı çıkarın. Bu sayede daha enerjik oluyorlar, ve tabii mutlu. Yoksa nasıl gelirdim liglere kadar en düşük evrimlilerle" dedi ve güldü. Krise, "Aa, biz hiç böyle bir şey yapmadık. İhtiyacımız oldukca çıkardık." dedi. Sharren da "Ve ligi kazandım" dedi. Alex "Merak etmeyin, ben varken size hep böyle şeyler öğreteceğim ve uygulatacağım." dedi. Sharren Alex'e baktı ve: "Aman, ne kadar da önemli ya. Pokémonlarımı istediğim zaman çıkarırım, bu senin işin değil. Ayrıca, sen lige gelmişsen ben ligi kazandım. O n'olacak?" dedi. Alex ise: "Aman, Pokémonların seni o kadar sevmişe benzemiyor." dedi umursamayarak. Ruru hemen Alex'e doğru baktı ve "Pika!" diye bağırdı. Sharren: "Cevabını almışsındır umarım. Bana bir daha bir şey öğretmeye kalkma!" dedi sinirle, ardından da tekrar yerine oturdu. Alex umursamadı, ardından da: "İşte, enerjik Pokémon eğitmeniyle, kötü Pokkémon eğiten birisinin farkı." dedi gülerek. Sharren ve Alex arasındaki bu tartışma Krise'i de Arfo'yu da rahatsız etmeye başladı. Ardından Arfo konuyu dağıtmak için "Ben biraz Pokémon'larımla oynayacağım" dedi. Ardından Jacob, Omastar ve Danny'nin yanına gitti. Sharren "Ben biraz dolaşacağım" dedi. Ormanlığa doğru gitti. Bir kaç dakika sonra Alex ayağa kalktı ve "Tangela! Nerdesiin?" diye bağırmaya başladı. Krise yanına gitti ve "Tangela yok mu!" dedi korkarak. Alex "Yok, hiçbir yerde yok!" dedi. Ardından aramaya başladılar. Arfo da etrafa bakınıyordu. Sharren Ruru ile ormanda gezerken Ruru "Pikaa pikaa!" diye bağırdı telaşla. Sharren, Ruru'nun gösterdiği yere baktı. Tangela uçurumdan düşmek üzere, kenarda ayaklarıyla tuttuğu ot birikintisiyle kalıyor. Sharren koşarak Tangela'yı kurtardı. Tangela korkudan ağlıyordu. Sharren onu yatıştırdı, sonra da "Seni kurtardığım aramızda kalacak" dedi. Tangela başıyla onayladı ve Alex'in yanına gitti. Ardından Sharren Ruru'ya döndü ve "Alex'den nefret etsem de hiçbir Pokémon'dan nefret etmem" dedi gülümseyerek... Alex: "Seni çok merak ettim Tangela!" dedi ve Tangela'yı kucağına aldı. Tangela da sevinmişe benziyordu. "Yemek getirmiştim, bari onları pişireyim." dedi. Topladığı odunları yıktı, ardından Pokémonların da yardımıyla ateşi yaktı. Yemekleri attıktan sonra: "Biraz bekleyelim. Az sonra olur." dedi. Hep birlikte beklemeye başladılar, en sonunda etler pişti, Alex tabaklara eti koyduktan sonra herkese tabak verdi, bir tabağa da et koydu ve Sharren'a hitaben: "Bunu da birisi yer artık!" diye bağırdıktan sonra yere fırlattı. Sharren gelecek gibi oldu, ama yine de kavga çıkacağını bildiği için gelmedi. Kendi kendine sadece, "Dağdan gelen bağdakini kovarmış." dedi. Ardından da onların yanına gitti, yemeği yemedi ve "O birisi ben değilim." dedi sinirle. Krise Sharren'a döndü ve "Ne oldu? Sinirlisin yine?" dedi. Sharren "Hiç" dedi kısaca. Ardından Ruru'yu kucakladı ve çimlere uzanıp yattı. Sharren çok sinirliydi. Kendini tutmasa Alex'i öldürebilirdi bile! Önce bir süre kendisini tuttu, sonra Krise geldi ve "İyi misin?" dedi. Sharren "Yeter!" diye bağırdı. Ruru'yu da omzuna aldı. Sonra da Alex'in yanına gitmeye başladı. Krise "Bekle! Ne oldu? Neyin var?" diye seslendi arkadan. Sharren o kadar sinirliydi ki Krise'i bile dövebilirdi! Krise biraz üsteledi, durdurmaya çalıştı, Sharren hiç yanıtlamadı. Ardından Alex'in yanına geldi ve "Senin derdin ne!" diye sert çıkıştı. Alex, "Ne oluyor?" dedi korkarak. Sharren "Ne istiyorsun sen!" diye bağırdı. Alex "Ne oluyor ya?" dedi. Sharren yakasına yapıştı ve "Bir de numara yapıyor velet!" diye bağırdı. Krise ise onu durdurmaya çalışıyordu. Arfo da onları uzaktan gördü ve yavaş yavaş oraya gitmeye başladı Jacob, Danny ve Omastar ile. Sharren Alex'e sinirle: "Senin amacın ne ha? Buraya geldin de beni kovmaya mı çalışıyorsun? Açık açık söyle yani, gideyim mi ne yapayım?" dedi. Alex ise: "Git başımdan! Sizinle geldim diye yapmadığın şey kalmadı ya! Bak, ben bir tiyatrocuyum, Krise ile provasını yapıyorduk tamam mı? Bu kadar üstüme gelme!" dedi. Sharen yakasını bıraktı ve: "Bak Alex, Krise benim sevgilim bunu biliyorsun, ona onu yapman sinirime dokundu. Bak, ne sen bana laf at ne ben sana, ama sadece Krise'e elini sürme! Prova olsa bile! dedi ve kaldırdı Alex'i. Alex somurtarak: "Tamam iyi, barıştık mı şimdi?" dedi. Sharren başını salladı. Arfo "Neler oluyor burada" diye sordu. Krise heyecanla "Barıştılar!" diye bağırdı. Herkes bu duruma sevindi; Pokémon'lar da. Ardından oturup dört kişi sohbet etmeye başladılar. Alex, Pokémon'larını nasıl yakaladığını anlattı. Sonra da Sharren ile Arfo anlattılar. Eski Pokémon'larından söz ettiler. Edward geldi Arfo'nun aklına. Biraz içine dokundu, duygulandı. Sonra da Krise nasıl tanıştıklarını ve Pokémon'larını nasıl yakaladığını, nasıl sevgili olduklarını falan anlattı. Bu hikâyelerle birbirlerini daha iyi tanıdılar.  Alex: "Ne salonmuş ama." dedi. Arfo da ekledi: "Kaç gündür kapalı." Sharren ise: "Doğru. Sizin yerinizde olsam, gerçekten sinirlenirdim galiba." dedi. Krise hemen atladı: "Ben de katılsa mıydım lige?" dedi. Sharren ise: "Ehe, katılsaydın." dedi. Alex ise: "Katılmanı çok isterdim. Bizimle beraber savaşırdın, eğlenirdik." dedi. Sharren ise: "Her gün böyle piknik mi yapacağız? Bazen farklı şeyler yapmalıyız. Hep aynı şeyi yapınca sıkılıyorum." dedi. Arfo ise: "Evet, yeni bir şeyler bulmalıyız." dedi. Krise ile Alex de başını salladı.