44. Bölüm
Bir Hafta sonra güzellik yarışmaları gibi uğraşlarla zaman geçirdikten sonra sonunda bot geri geldi. Arfo: "GELDİ!" diye bağırarak koşturmaya başladı, arkasından da Alex. Adam onlara: "Sizi oraya getirebilirim, ama belirli bir ücret karşılığında..." dedi gülerek. Arfo: "Peki!" dedi ve istediği ücreti verdi, bota bindiler ve ilerlemeye başladılar yeni adaya doğru, ve tabii ki de yeni bir salona doğru, yeni bir rozete doğru...
Yolda giderlerken su Pokémon'larına baktılar. O sırada Arfo'nun bir Pokéball'ı suya düştü. Ardından cebindeki tüm Pokéball'ları çıkardı. Yirmiye yakın Pokéball'ı vardı. Hangi Pokémon düşmüştü? Ya da boş bir Pokéball mıydı? Hemen Pokéball'ları açarak içinde Pokémon olup olmadığına baktı. Danny ve Jacob zaten dışardaydı... Zubat ya da Horsea'ydi suya düşen... Hepsini fırlatırken birinden Zubat çıktı. Ardından diğerlerine baktı. Nihayet üç Pokéball kala Horsea de göründü... Ardından gidenin boş Pokéball olmasına üzülmeyerek almaya bile tenezzül etmedi...
Bot sonunda adaya gelince durdu. Adam: "Geldik. Buyrun, salon da az ilerde." dedi. Arfo ve Alex teşekkür ettikten sonra bottan indiler ve adada ilerlemeye başladılar. Salonu görünce Arfo. "Orada." dedi. Koşarak gittiler. İçeriden bir adam dans ede ede çıktı ve: "Siz, salon için mi geldiniz?" diye sordu. "Evet!" dedi Arfo. Adam da: "Ben Rudy, buyrun içeri geçin, orada rozet için savaşabiliriz." dedi ve içeri girdi.
Arfo içeri girdi. Lider "Hemen başlamak ister misiniz, yoksa biraz sohbet edelim mi?" dedi. Alex "Mümkünse hemen" dedi. Ardından lider "Eğer isterseniz, ikiniz aynı anda maç yapabilirsiniz. Ne de olsa farklı Pokémon kullanacağım. Zaman önemli değil." dedi. Alex "İyi fikir" dedi. Ardından lider Electabuzz ve Exeggutor gönderdi. Ardından "En iyi dans eden maçı kazansın!" dedi. Arfo da, Alex de ne olduğunu şaşırdı... "Dans mı" dedi Alex. Lider, "Evet" dedi. Arfo "Şaka gibi bu ne ya!" dedi ve Jacob'ı gönderdi. Alex de Tangela'yı gönderdi. Lider müzik açtı. Electabuzz ve Exeggutor müziğin temposuyla hızlı ve seri dans etmeye başladılar. Arfo'nun aklına bir şey geldi! Jacob ve Tangela'ya yaklaştı ve "Yavaş dans edin, kendinizi yormayın" dedi. Yarım saat kadar süre aynı müzik çaldı. Electabuzz ve Exeggutor yoruldular ve dansı kestiler. Arfo "İşte! Biz kazandık!" dedi. Ardından lider onları tebrik etti ve rozeti verdi. Alex, "Ne saçma! Tebrik edilecek bir şey yok." dedi.
Arfo rozeti aldıktan sonra ceketine koydu ve: "Umarım 4.rozet bu kadar aptalca değildir!" diye söylendi kendi kendine. Alex ise: "Bence gayet eğlenceliydi, hatta onların dans edişleri harikaydı!" dedi gülerek. Arfo ise: "Bir an önce bu saçma lig bitse de Pallet'e geri dönsem... Hayatımda bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum." dedi yerdeki bir tenekeye vurarak. "Haklısın ama biraz da olayın iyi tarafına bak!" dedi gülerek Alex. Sıradaki ve son adaya gideceklerdi şimdi, tabii önce bot bulmaları lazımdı. Bot bulma amacıyla yola çıktılar...
Sahilde biraz dolaştılar. Ancak öğrendiler ki son rozetin olduğu yere giden bot, bu sezon yok! Geçen sezon talihsiz bir kazayla battığını ve bu sezon 'henüz' telafi edilemediğini öğrendiler. Alex "Ne yapacağız?" dedi. Arfo "Bilmiyorum ki... Ama buradan en yakın zamanda gitmemiz lazım!" dedi. Alex de onayladı. Ardından Arfo, "En iyisi Mike'a anlatalım durumu. O bizi yarıyolda bırakmaz." dedi. Alex "Umarım dediğin gibi olur." dedi. Ardından en yakın Pokécenter'a gittiler. Ardından Arfo Mike'ı aradı...
Mike telefonu açar açmaz: "Merhaba çocuklar! Nasıl gidiyor?" dedi. Arfo ise: "İyi gidiyor ama... Son salona giden bot batmış, gidemiyoruz. Belki siz bize yardım edebilirsiniz diye düşünmüştük de." dedi. Mike ise: "Ah, tabii ki! Bugün bir helikopter yollarım, yarın orada olur. Yarına kadar orada kalın, yarın helikopter sizi alacak!" dedi. Arfo sevinerek: "Tamam!" dedi ve telefonu kapattı, ardından da Alex'e: "Tamam. Yarın helikopter geliyor, bugünü burada geçirelim yarın son rozetimizi alacağız. Çok heyecanlıyım!" dedi. Alex güldü.
Dışarı çıktıklarında Alex "Yarına kadar keyfimize bakalım artık!" dedi. Arfo "Evet, bence de." dedi. Arfo geçen yıldan bu yana sürekli bir tempo hâlindeydi... Alex de öyle. Dışarıda biraz dolaşmaya karar verdikleri sırada PokéMart'da sesler duydular. Merak ederek oraya gittiler. Bunlar Lily ve Mark'dı! Soygun yapıyorlardı! Arfo "Onları rahat bırak! Bu soygun olmayacak!" dedi. Mark kahkaha attı ve "Siz anca gelin! Bunun gibi kaç market soyduk, biliyor musun!" dedi. Alex "Ama bu soygun ol-ma-ya-cak!" dedi sinirle. Lily, "Eğer gitmezseniz Pokémon'larımız halledecek işi" dedi. Arfo "Yollayın o zaman!" dedi. Lily Nidorina ve Electabuzz, Mark ise Nidorino ve Magmar gönderdi. Ardından Lily ekledi, "Şimdi pişman olacaksınız!", Arfo Zubat ve Horsea'yi gönderdi. Alex ise Koffing ve Growlithe gönderdi! Growlithe önce Nidorina'yı ısırdı, Nidorino yerdeyken bir kaç ateş saldırısı yaparak onu alt etti! Zubat da yukarıda uçarak Nidorino'nun enerjisini çekti. Nidorino yorgun düştü. Magmar alev yumruğu ile Zubat'ı bayılttı. Ancak onun intikâmını alan Horsea oldu. Su Pompası'yla onu alt etti. Lily sinirlendi ve Electabuzz'u geri çağırdı. Ardından hiçbir şey söylemeden marketten kaçarak uzaklaştılar.
Arfo: "Çok kolaydı." dedi gülerek. Marketin sahibi ise Arfo ve Alex'e teşekkür ettiler, "Bunu yaptığınız için mağazamızdan istediğimiz bir şeyi alabilirsiniz." dediler. Arfo: "Hmm..." dedi ve mağazayı gezmeye başladı. Bir inşaat seti gördü, daha çok kazı seti gibi. "Süper!" dedi Arfo. Alex de onun yanına geldi. Arfo: "Bununla yeri kazabilir, bir çok Pokémon veya fosil elde edebiliriz! BUNU ALIYORUZ!" dedi. "Tabii ki." dedi sahip, iki tane kazı setini onlara verdi. Kaskı ve küreği aldıktan sonra kazılacak bir yere gittiler, bol topraklı bir yerlere. "Başla." dedi Arfo. Bir süre kazdılar, ama pek bir şey çıkmadı. En sonunda Arfo'nun küreği bir şeye çarptı, "Bir şey buldum!" diye bağırdı Arfo ve kazmaya devam etti. En sonunda ortaya bir sandık çıktı, Alex "Harika!" dedi. Sandığı açtıklarında, içinden ise sadece eskimiş bir mektup çıktı. Ama mektubu açınca, bunun bir hazine haritası olduğunu öğrendiler! "Harika!" dedi tekrar Arfo sevinerek.
Biraz incelediklerinde bu harita Portakal Adası'nın haritası değildi... Biraz daha incelediler, Kanto'nun da değildi.Arfo "Bu harita sahte" dedi kendi kendine. Alex "Belki de... En azından bildiğimiz bir bölge değil." dedi. Arfo "En azından o kadar kazdık, boşa gitmesin." dedi ve mektubu çantasına koydu. Ardından birlikte etrafı gezmeye başladılar. Alex "Gezmek artık gerçekten çok bayıcı bir hâl aldı..." dedi. Arfo "Evet, katılıyorum" dedi. Ardından "O hâlde Pokécenter'a gidip oda açalım" dedi. Alex "Bence bu gece Pokécenter'da kalmayalım. Doğayla iç içe olalım... Sahilde... Ormanın yanı. Orada tulumda yatalım." dedi. Arfo "Neden olmasın. Gayet iyi bir fikir." dedi.
Alex'in anlattıkları yere gittiklerinde tulumlarını çıkarıp yere koydular ve içine girdiler. Tangela ve Jacob da... "İyi geceler." dedi Alex. "İyi geceler." diye de Arfo karşılık verdi. Yıldızlara bakarak uyumaya çalıştılar ama uyuyamadılar. Alex ve Tangela uyumuştu ama. Jacob tulumdan çıktı ve orada ilerlemeye başladı. Sevmişe benziyordu. Afro bir kaç kez çağırmasına rağmen gelmedi, buna kızan Arfo da gülerek kalktı ev peşinden koştu Jacob'un...
Birlikte eğlenirlerken bir Pokémon yanlarına geldi. Arfo onu Pokédex'ten geçirdi. O bir 'Weedle'ydi. Biraz acımaklı baktı onlara. Arfo "Bizimle mi oynamak istiyorsun?" dedi. Weedle başını salladı. O bir yavruydu. Ardından Arfo "Senin atalarından çok çekmişliğim vardır" dedi gülerek. Ardından üç kişi bir kaç saat oyun oynadılar. Basit oyunlar.. Ama Weedle çok eğlenmişe benziyordu. Ardından Arfo "Bize katıldığın için teşekkür ederim." dedi. Weedle başıyla onayladı. Arfo "Peki, bizim uykumuz var." dedi. Weedle kuyruk salladı ve ormana geri döndü. Ardından Jacob ve Arfo derin bir uykuya daldı...
Güzel bir uyku çektikten sonra Arfo bir gıdıklamayla uyandı. Bunu Jacob'un yaptığını düşünerek bir şey yapmadı, ama onun yapmadığını öğrenince kalktı ve onun dünkü Weedle olduğu gördü. "Ne yapıyorsun sen burda?" dedi ona gülerek, o da "Weeedleee" diye ses çıkardı ve Arfo'ya sürtündü. Jacob bunu görünce o da aynısını yaptı. Arfo: "Tamam, seni yakalayacağım." dedi ve yavaşça ayağa kalktı. Cebindeki boş Pokéballardan birisini çıkardı, fırlattı ve içine girdi Weedle. Sallandı, sallandı... Ve durdu. Arfo Weedle'i yakalamıştı.
Ardından Arfo Alex'i uyandırdı. Alex "Ne oluyor?" dedi. Arfo "Sabah oldu. Hadi, profesörü arayalım." dedi. Koşarak Pokécenter'a gittiler. Profesör "Helikopter yolda. On beş dakika içinde adaya gelir. Pokécenter'da bekleyin. Asistanım sizi karşılayacak." dedi. Arfo "Tamam profesör, teşekkür ederiz." dedi. Profesör görüntüyü kapattı. Alex "Oh be buradan da hemen ayrılıyoruz. Ne kadar güzel!" dedi. Arfo "Evet." diyerek onayladı. Ardından dışarıdan asistan geldi. Arfo'yu tanıdığı için ona seslendi. Arfo "Geliyorum." dedi. Asistan "Diğerleri nerede? Tek sen varsın." dedi. Arfo, "Laila, Sharren ve Krise'i diyorsanız, hepsi gitti." dedi. Asistan "Yolda dinlemek isterim" dedi ve helikoptere doğru koşarak gittiler.
Arfo yolda giderken bütün yaşadıklarını anlattı, Sharren'ın ligi kazanışını, Laila'nın gidişini, Krise'in ve Sharren'ın birlikte gidişini... Asistan: "Vay be, ne kadar garip, bu kadar garip olduğunuzu bilmiyorum." dedi gülerek. Alex ise: "Ama artık ben varım!" dedi. Asistan: "Görüyorum." dedi. Daha yolları uzundu. Asistan: "Akşama orada oluruz, yavaş gidiyoruz da. İsterseniz uyuyabilirsiniz." dedi. Alex: "Tamam!" dedi ve kendini yatağa attı, ama Arfo Weedle, Horsea, Danny, Jacob ve Zubat ile oynamaya başladı. Hep birlikte çok iyi anlaşıyorlardı, Arfo da Alex gibi hiç bir Pokémonlarını evrimleştirmemeye kararlıydı.
Yolda giderken Alex yatakta uykuya daldı bile... Arfo da saatlerce asistanla sohbet etti. Asistan da kendinden bahsetti. Yüzlerce Pokémon'u olduğunu söyledi. Pek çoğu ise Kanto'da görülmeyenlerden... Ardından asistan, "Eğer ileride başka bölgelere de açılırsan, sana hediyelerim olacak." dedi. Arfo "Gerçekten mi!" diyerek sevindi. Ardından sohbete devam ettiler. Helikopter yolculuğunu Arfo da, diğer Pokémon'lar da çok beğenmişti. Profesör Arfo'ya "Kanto'da Weedle ve Caterpie, diğer bölgelerde bunlar gibi olan diğer bazı Pokémon'lar.. Evrim süresi kısadır. Yani yaşlı bir Weedle ya da Caterpie görmek neredeyse imkânsız. O yüzden Weedle'n olduğu için çok şanslısın. Hemen evrimleştirebilirsin." dedi. Arfo "Evet, öyle." dedi...
Arfo: "Onu evrimleştirebilirsem harika olur aslında..." diye düşündü kendi kendine. Weedle ne yapabilirdi ki? Beedrill ondan çok daha iyiydi. Arfo onu evrimleştirmeye karar verdi ve Weedle'ı çalıştırmaya başladı. Ama Weedle pek bir şey yapamıyordu. "Onu savaştırarak geliştirmeliyim." diye düşündü Arfo ve bıraktı çalışmayı. Alex ise hâlâ uyuyordu, yolları da uzundu. Arfo ve Pokémonları da uzun yoldan sıkılmaya başlamışlardı...
Arfo asistanın yanındaki koltukta otururken uyuyakaldı. Asistan güldü. Ardından yola devam ettiler...
Daha sonra yol bitti. Asistan "Haydi, uyanın. Marş marş" dedi. Alex geceden beri bugün de akşama kadar uyudu... Ardından indiler. Asistan "İşte son salon" dedi. Karşıda bir salon gördüler... Arfo "İşte heyecan.." dedi. Alex "Bence Portakal Ligi kadar sıkıcı bir bölge daha yok!" dedi. Asistan "O kadar emin olma, daha nereleri gördün ki" dedi...
"Hemen girelim!" dedi Arfo ve Alex'i uyandırdı. Koşarak salona girdiler ve içeriden bir kadın çıktı: "Merhaba. Salon için mi geldiniz?" dedi. Alex ise: "Evet!" dedi. Kadın da: "Ben Luana. Tanıştığıma memnun oldum. İçeri geçin de başlayalım maçımıza." dedi. İçeri geçtiler, kadın bu sefer de: "İkiye iki bir maç yapacağız." dedi. Luana Alakazam ile Gengar gönderdi, Arfo da Weedle'ı, Alex ise Koffing'ini. Arfo, Weedle'ının gelişmesini istiyordu...
Arfo şaşırdı ve "Düello mu yapacağız yani?" dedi. Kadın "Ne bekliyordunuz?" dedi. Alex "Düello beklemiyorduk." dedi. Ardından maça başladılar. Arfo Weedle'ye "Göster kendini" dedi. Weedle zehirli iğnelerini gönderdi Gengar'a. Gengar onları olduğu gibi geri püskürttü. Koffing zehirli duman saldırısı yaptı. Alakazam ve Gengar zehirlendi. Weedle de dumana mağruz kaldı, ancak o da bir zehir Pokémon'u olduğu için etkilenmedi. Ardından Alakazam psişik saldırılarıyla hepsini havaya kaldırdı, sonra da duvara çarptı. İkisi de baygın düştü. Arfo "Biz biraz daha geliştirelim kendimizi" dedi. Alex "Daha çok Pokémon'umuz var." dedi. Arfo onu kolundan çekti. Pokémon'ları geri çağırdı ve dışarı çıktılar. Alex anlam veremedi.
Arfo: "Off... Biraz daha çalışmamız lazım. Bize biraz daha zaman vermeli." dedi. "Doğru..." dedi Alex ve bir yere doğru koşmaya başladı. Arfo: "Çalışmaya gidiyordur herhalde." diye düşünüp Weedle ile çalışmaya başladı. Kakuna'ya dönüşmesini istiyordu... O sırada yoldan bir Caterpie geçiyordu. "Saldır Weedle!" dedi. Weedle Poison Sting yaptı, yavru Caterpie'yi tek vuruşta yendi ve sevinmeye başladı. Ama bir anda beyazlaştı ve büyüdü, bir anda Kakuna oldu. Arfo gülerek: "Ehehe, asistan demişti kolay evrimleşiyorlar diye ama açıkçası bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum." dedi. Kakuna'yı kucağına aldı ve antrenman yapmak için başka bir yere doğru ilerlemeye başladılar.
Pokécenter'a, Kakuna'nın sağlık durumunu öğrenmeye gitti Arfo. Hemşire güldü ve "Onu çabuk yolla evrimleştirebilmen için bir taktik biliyorum. Benim de bir Butterfree'm ve bir Beedrill'ım var." dedi.Arfo "Nasıl" diye sordu. Hemşire eğildi ve "Kakuna ve Metapod'lar, kabuğu ne zaman çatlarsa, o zaman evrimleşir. İstersen sağlıklı yollarla çatlatabilirim. Vahşi bir düelloda evrimleşmesinden bin kat iyidir." dedi. Arfo biraz düşündü ve onayladı. Hemşire, "Yarın sabah gelip alabilirsin. Ayrıca Pokécenter'dan faydalandığınız her şey ücretsizdir." dedi. Arfo teşekkür etti ve dışarı çıktı.
Arfo: "Bıçak soksak daha iyiydi... Hem onu bırakmak zorunda kalmazdım." dedi gülerek. Bir dahaki rozet için nelerini kullanacaktı ki? Horsea, Jacob, Danny ve Beedrill. Danny'i kullanmayacaktı, Jacob da etki etmezdi Gengar'a. "En iyisi Horsea veya Beedrill, ona göre yaparım bir şeyler." diye iç geçirdi. Alex de bir yandan çalışıyor, bir yandan da Pokémonların'a ders veriyordu. Pokémonları da bundan memnun gibiydi, özellikle de Tangela...
Arfo biraz antreman yaptı Horsea ile. Kumsala gittiler. Horsea orada kendisini güçlendiriyordu. Arfo ona iki yıllık deneyimlerinden faydalanarak ders veriyordu. Uzun süren antremanın ardından hava aşıyordu. Çantalarındaki yiyeceklerden karınlarını doyurdular. Sonra da hava kararınca tulumlara girip uykuya daldılar. Arfo biraz üzgün, biraz heyecanlı, biraz da karamsardı...
|